Ana Sayfa » Chat » Yüzeysel Sohbetler

Yüzeysel Sohbetler


Yüzeysel Sohbetler

Yüzeysel Sohbetler

Yüzeysel sohbetler, yüzeysel chat yapmak konusunu okumaktasınız. Gerek gündelik hayatımızda, gerekse internet ortamlarında boy gösteren chat sitelerinde kullandığımız bazı kalıplaşmış kelimeler vardır. Biz o kalıpları kullanırken ne anlama geldiğini asla düşünmeyiz. Yalnızca orada kullanabileceğimizi bilir ve kullanırız. Muhatabımız da aynı şekilde bize karşılık verir. Bazen şöyle düşünüyorum, acaba bu kalıplardan haberi olmayan, kalıbı gerçek manası ile algılayan insanlarla karşılaşsak nasıl bir muhabbet olurdu? Geçen yine bir Chat sitesindeyim, tanımadığım birisi özelime geldi, selam verdi ve “Merhaba Abi Beni Tanıdın mı?” diye söze girdi. Yahu kardeşim, ben seni nereden tanıyacağım, nasıl tanıyacağım, benim kafam zaten bir milyon. Ben bazen evdeki karımı bile tanıyamıyorum, seni nasıl tanımamı beklersin?

Yüzeysel Sohbetler İnsanların Birbirinden Uzaklaştığının Göstergesidir

Şaka bir yana, yukarıda verdiğim örnekler gibi daha bir çok örneğe rastlayabiliriz. Gündelik hayatımız mekanikleştikçe, yabaniliklerimiz artıyor ve sahici muhabbetlerimiz de kaybolup gidiyor. Bu muhabbetlerin yerini kalıplaşmış, anlamsız ve argo kelimeler alıyor. Geçen fırından ekmek almaya gittim, mahalleden bir tanıdığa rastladım bana “Naber Moruk Görüşemiyoruz” diyor. Sen şimdi bu adamı sever misin yoksa sabaha mı bırakırsın?.

Komşuluk ilişkileri, insani ihtiyaçtan doğan bir araya gelmeler kalktıkça insanlar gittikçe birbirine yabancı hale gelmeye başlıyor. Çünkü görüşmelerin ve konuşmaların hiç birinde duygu yoğunluğu yok, karşındaki insan değil, sanki uzaydan gelmiş bir robot gibi konuşuyor. Bütün muhabbetlerde, telefon mesajlarında, skype iletilerinde hep bir hazırcılık var. Kendimiz bir şeyler üretemiyoruz, beynimizi kullanmıyoruz. Telefonda mesaj yazarken bile kalıplaşmış kelimeler sana zaten öneri şeklinde geliyor, seç birini bas düğmeye gitsin.

Yüzeysel Sohbetlerde, Duygularımız Gerçeği Kesinlikle Yansıtmıyor

Artık duygularımız yavaş yavaş ölmeye başlıyor, ne zaman duygusala bağlayacağımızı, ne zaman duygusuzlaşacağımızı kestiremiyoruz. İnsana has olan bir takım özgün duygular kaybolmaya yüz tutmuş durumda. Duygularımızı bir şablona koyup karşı tarafa servis etmeye başlayacağız. Kesinlikle üzülmediğin, pişman olmadığın halde ruhsuzca “Üzgünüm” diyorsun ve bu ruhsuz kelimenin her şeyi değiştirebileceğini zannediyorsun. Kardeşim lütfen biraz samimi ol, içten ol, ne oldu sana böyle artık konuşma yeteneğini kaybetmeye başlamışsın.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir