Makale Başlıkları
Sohbet etme becerisi, insanlarla muhabbet edebilme, kendini ifade etme gibi melekeler; zaman içerisinde kazanılan yetenekler olarak ifade edilebilir. Hiç kimse doğuştan böyle bir yeteneğe haiz değildir. Çünkü sonradan, zamanla, yetiştirme tarzı, çevrenin etkisi, tahsil v.s. daha bir çok etken, sohbet etme becerisinin şekillenmesinde önemlidir. Bir insanla tanıştın, onun kırmızı çizgilerine nasıl saygı besliyorsan, kendi kırmızı çizgilerinin aşılmasına da o derece önem verirsin.
İlk tanışma ve söyleşi faslında kendin ile alakalı ince detaylara, ayrıntılara girmez, mahrem konularını karşı tarafa açmazsın. Bu bağlamda ilk defa tanışılan insanla ne kadar yüzeysel muhabbetlere girersen, sohbet ortamı o kadar rahat ve akıcı geçer, karşıdaki insan da bunalmadan, sıkılmadan sizinle sohbet edebilir. Fakat ilk tanıştığın bir insanla muhabbet esnasında kendine dair ne var ne yok ortaya dökersen, büyük ihtimalle bu ilk ve son görüşmeniz olur. Karşıdaki insan her şeyini pat diye söylediğin için sana olan güvenini ve inancını yitirebilir.
Nerede çalıştığını, ne iş yaptığını vs rahatlıkla söyleyebilirsin. Fakat ağzını büke büke ben bu işten ayda şu kadar para kazanıyorum demen son derece ayıptır. Hayırdır kardeşim bana ne senin aylık kazancından? Sana soran oldu mu? Keza memleket meselelerinden ve ülkenin içinde bulunduğu durumlardan konuşurken, tuttuğumuz partinin ismini, kime oy verdiğimizi, A partisinin B partisinden daha iyi olduğunu söylememek gereklidir. Bir de sohbet esnasında sürekli yakınmalar, sızlanmalar, ahlar, oflar karşı tarafta iyi bir intiba bırakmayacaktır. Belki de kafasından şöyle diyecektir; “Yahu Nasıl Bir İnsan, Aynı Ağlayan Plak Gibi” Bu gibi sızlanma ve yakınma içeren konuşmalar yapmak yerine, sohbet etme becerisini geliştirebilecek ve karşı tarafta merak uyandıracak konulara girmek gereklidir.
Karşıdaki kişi bize bir şeyler anlatmaya çalışıyorken, onun lafını bölmek, hemen muhalefet pozisyonuna geçmek, anlattığı konuyu baltalamaya çalışmak, o konuşurken gereksiz vücut hareketleri yapmak, onu nazar-ı dikkate almıyormuş gibi uzuvlarla oynamak, burun karıştırmak, apış arasını kaşımak v.b. hareketler son derece ayıptır. Sen deminden beri vır vır konuşuyordun karşındaki insan seni dut yemiş bülbül gibi dinledi! Peki senin yaptığın nedir şimdi? Hemen empati yapacaksın güzel kardeşim kendini onun yerine koyacaksın. Ben bu adam konuşurken kıçımı kaşısaydım acaba hakkımda ne düşünürdü diyeceksin.
Adamcağız veya kadıncağız ne güzel konuşuyor, o diyor Tokat, sen diyorsun bilmem nerem sakat! Yahu kardeşim el insaf yani bu şekilde bir muhabbet sarpa sarar. Her insanla eğer bu şekilde konuşmaya çalışırsan seni sokakta kim görürse görsün yolunu değiştirir, aman şu adamla konuşmayım diyerek sırtını dönüp çeker gider.
Bir insan başına gelen bir hadiseyi, atlattığı bir badireyi anlatmaya çalışırken onun lafını kesip, efendim ben de böyle bir duruma düşmüştüm, şöyle oldu, böyle oldu gibi muhabbeti kesersen, sen sohbet etme becerisi kazanmamış, dangalağın önde giden birisisin. Böyle davranırsan karşındaki kişi senin empatiden yoksun, kaba, saygısız, hoyrat, cahil, embesil v.b. sıfatlarla düşünebilir ve seninle sohbet etmek ona zulüm gelebilir.